İlim halkalarının önemi
Abdullah bin Amr (ra)’ın anlattığına göre Rasûlullah (sav) bir gün mescide girince halka halinde oturmuş iki grupla karşılaştı. Gruplardan biri Kur’ân-ı Kerîm okuyor ve Allah Teâlâ’ya dua ediyordu. Diğeri ise ilim öğreniyor ve öğretiyordu. Bunu gören Nebiyy-i Muhterem Efendimiz:
“Bunların hepsi hayır üzeredirler. Şunlar Kur’ân-ı Kerîm okuyor ve Allah Teâlâ’ya dua ediyorlar. Allah dilerse onlara (istediklerini) verir, dilerse vermez. Şunlar da ilim öğrenip öğretiyorlar. Ben de ancak bir muallim olarak gönderildim” buyurdu ve hemen ilimle meşgul olanların yanına oturdu.
İbn Mace, “Mukaddime”, 17
İlimin önemi
“Rütbelerin en üstünü, ilim rütbesidir.” (Rütbetül-ilmi aler rüteb)
(Hadisi şerif- Hadarat-ül-kuds)
Hz Ebu Bekir(r.a) manen yetişmesi
“Allah’tan, benim gönlüme ne geldi ise ben onu Ebû Bekir’in gönlüne aktardım”
İbnü’l Cevzi, Mevzuatü’l Kübra 1/219.
Alışverişte malın kusurunu gizleme
“Müslüman bir kimsenin, bir malda kusur olduğunu bildiği halde, müşteriye haber vermeden satması haramdır.”
İbnu’d Deyba, Teysîru’l-Vusûl İlâ Câmi’i’l-Usûl Min Hadîsi’r-Resûl (Kütüb-i Sitte Muhtasarı), 1.Cilt, Hadis No:263
Allah Resûlüne (sallallâhu aleyhi ve sellem) itaat
“Ümmetimin tamamı -yüz çevirenler müstesna- cennete girecektir. Bana itaat eden cennete girmiş, bana karşı gelen ise cennete girmekten yüz çevirmiş demektir.
Buhari, Câmî II/233
Altmış yaşın önemi
Ebu Hureyre (radıyallâhu anh)’ın dediğine göre Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Allah ecelini altmış yaşına kadar uzattığı kimselerden her çeşit özrü kaldırmıştır.”

İbnu’d Deyba, Teysîru’l-Vusûl İlâ Câmi’i’l-Usûl Min Hadîsi’r-Resûl (Kütüb-i Sitte Muhtasarı), 1.Cilt, Hadis No:141
Peygamberimizin(s.a.v.) eşini kıskanması
Abdullah b. Abbâs (radıyallâhu anh) dedi ki:
“Cüveyriye bintu’l Hâris ismi, “Berre” (= çok iyi/hayırlı kadın) idi. Rasûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) onun ismini “Cüveyriye” (=Kadıncağız/Kızcağız) adına çevirdi. Çünkü Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem): ‘Berra’nın (yani çok iyi/hayırlı kadının) yanından çıktı!’ denilmesini hoş görmüyordu.”

İbnu’d Deyba, Teysîru’l-Vusûl İlâ Câmi’i’l-Usûl Min Hadîsi’r-Resûl (Kütüb-i Sitte Muhtasarı), 1.Cilt, Hadis No:128
Asiye isminin değiştirilmesi
Abdullah ibn Ömer (radıyallâhu anh) dedi ki:
“Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) “Asiye” (=isyankar, itaatsiz kadın) ismini değiştirip “Cemile” (=güzel kadın) yaptı”
İbnu’d Deyba, Teysîru’l-Vusûl İlâ Câmi’i’l-Usûl Min Hadîsi’r-Resûl (Kütüb-i Sitte Muhtasarı), 1.Cilt, Hadis No:132

Yanında Olmayan Bir Kimseye Dua Etmek
Ebü’d–Derdâ radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinlediğini söylemiştir:
“Bir müslüman, yanında bulunmayan bir din kardeşi için dua ederse, mutlaka melek ona, aynı şeyler sana da verilsin, diye dua eder.”
(Müslim, Zikir, 86)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Yanında Olmayan Bir Kimseye Dua Etmek, Hadis No:1495
Devamlı zikir
Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Allah Teâlâ’yı her halinde zikrederdi. (Müslim, Hayz, 117)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Allah’ı Her Durumda Anmak, Hadis No:1445
Allah’ın zikredildiği toplantılar
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah Teâlâ’nın yollarda dolaşıp zikredenleri tesbit eden melekleri vardır. Bunlar Cenâb–ı Hakk’ı zikreden bir topluluğa rastladıkları zaman birbirlerine “Gelin! Aradıklarınız burada!” diye seslenirler ve o zikredenleri dünya semâsına varıncaya kadar kanatlarıyla çevirip kuşatırlar. Bunun üzerine Allah Teâlâ, meleklerden daha iyi bildiği halde yine de onlara:
– “Kullarım ne diyor?” diye sorar. Melekler:
– Sübhânallah diyerek seni ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan tenzih ediyorlar, Allâhü ekber diye tekbir getiriyorlar, sana hamdediyorlar ve senin yüceliğini dile getiriyorlar, derler. Konuşma şöyle devam eder:
– “Peki onlar beni gördüler mi ki?”
– Hayır, vallahi seni görmediler.
– “Beni görselerdi ne yaparlardı?”
– Şayet seni görselerdi sana daha çok ibadet ederler, şânını daha fazla yüceltirler, ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan seni daha çok tenzih ederlerdi.
– “Kullarım benden ne istiyorlar?”
– Cennet istiyorlar.
– “Cenneti görmüşler mi?”
– Hayır, yâ Rabbi! Vallahi onlar cenneti görmediler.
– “Ya cenneti görseler ne yaparlardı?”
– Şayet cenneti görselerdi onu büyük bir iştiyakla isterlerdi, onu elde etmek için büyük gayret sarfederlerdi.
– Bunlar Allah’a neden sığınıyorlar?”
– Cehennemden sığınıyorlar.
– “Peki cehennemi gördüler mi?”
– Hayır, vallahi onlar cehennemi görmediler.
– “Ya görseler ne yaparlardı?”
– Şayet cehennemi görselerdi ondan daha çok kaçarlar, ondan pek fazla korkarlardı.
Bunun üzerine Allah Teâlâ meleklerine:
– “Sizi şahit tutarak söylüyorum ki, ben bu zikreden kullarımı bağışladım” buyurur. Meleklerden biri:
– Onların arasında bulunan falan kimse esasen onlardan değildir. O buraya bir iş için gelip oturmuştu, deyince Allah Teâlâ şöyle buyurur:
– “Orada oturanlar öyle iyi kimselerdir ki, onların arasında bulunan kötü olmaz.”
(Buhari, Deavat, 66)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Allah Anılan Toplantıların Fazileti, Hadis No:1448
Yine Ebû Hüreyre ile Ebû Saîd el–Hudrî radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bir topluluk Allah’ı zikretmek üzere bir araya gelirse melekler onların etrafını sarar; Allah’ın rahmeti onları kaplar; üzerlerine sekînet iner ve Allah Teâlâ onları yanında bulunanlara över.”
(Müslim, Zikr, 39)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Allah Anılan Toplantıların Fazileti, Hadis No:1449
Ebû Saîd el–Hudrî radıyallahu anh şöyle dedi:
Muâviye radıyallahu anh mescidde halka halinde oturan bir cemaatin yanına geldi ve:
– Burada niçin böyle toplandınız? diye sordu.
– Allah’ı zikretmek için toplandık, diye cevap verdiler. O tekrar:
– Allah aşkına doğru söyleyin. Siz buraya sadece Allah’ı zikretmek için mi oturdunuz? diye sordu.
– Evet, sadece bu maksatla oturduk, dediler. Bunun üzerine Muâviye:
– Ben sizin sözünüze inanmadığım için yemin vermiş değilim. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e benim kadar yakın olup da benden daha az hadis rivayet eden yoktur. Bir gün Resûlullahsallallahu aleyhi ve sellem bir ilim halkasında oturan sahâbîlerinin yanına geldi de onlara:
– “Burada niçin oturuyorsunuz?” diye sordu.
– Bize İslâmiyet’i nasip ederek büyük bir lutufta bulunması sebebiyle Allah’ı zikretmek ve ona hamdetmek için oturuyoruz, diye cevap verdiler. Resûl–i Ekrem:
– “Gerçekten siz buraya sadece Allah’ı zikretmek için mi oturdunuz?” diye sordu.
– Evet, vallahi sadece bu maksatla oturduk, dediler. Bunun üzerine Allah’ın Resûlü:
“Ben size inanmadığım için yemin vermiş değilim. Fakat bana Cebrâil gelerek Allah Teâlâ’nın meleklere sizinle iftihar ettiğini haber verdi de onun için böyle söyledim” buyurdu.
(Müslim, Zikir, 40)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Allah Anılan Toplantıların Fazileti, Hadis No:1451
Allah’ın lütfu
Ubâde İbni’s–Sâmit radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Yeryüzünde bir müslüman Allah’tan bir şey dilerse, günah bir şeyi istemediği veya akrabası ile ilgisini kesmeyi arzu etmediği sürece Allah onun dileğini mutlaka yerine getirir veya ona vereceği şey kadar bir kötülüğü kendisinden giderir.”
Orada bulunanlardan biri:
O takdirde biz Allah’tan çok şey isteriz, deyince, Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:
“Allah’ın lutfu dilediğiniz şeylerden daha çoktur” buyurdu.
(Tirmizi, Deavat, 115)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Dua İle İlgili Bazı Konular, Hadis No:1502
İbadette yarışma
Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu söyledi:
“Bir kimse her gün yüz defa, lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke leh, lehü’l–mülkü ve lehü’l–hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr, derse, on köle âzâd etmiş kadar sevap kazanır; ona yüz iyilik sevabı yazılır; yüz günahı bağışlanır; bu zikir o gün akşama kadar o kimsenin şeytandan korunmasını sağlar. Bu zikri ondan daha fazla tekrarlayan kimse dışında hiç kimse daha faziletli bir iş yapmamış olur”. Resûl–i Ekrem sözüne şöyle devam etti: “Bir kimse günde yüz defa sübhânallâhi ve bi–hamdihî derse, onun günahları deniz köpüğü kadar bile olsa hepsi bağışlanır.”
(Buhari, Bedül halk, 11; Müslim , Zikir, 28)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Dua Ve Zikirler, Hadis No:1411
Allah’ın en çok hoşlandığı söz
Ebû Zer radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana:
“Allah’ın en çok hoşlandığı sözü sana bildireyim mi? Allah’ın en çok hoşlandığı söz, sübhânallahi ve bi–hamdihî demektir”, buyurdu
(Müslim, Zikr, 85)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Dua Ve Zikirler, Hadis No:1413
Namaz tesbihatı
Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Her namazdan sonra kim otuz üç defa sübhânallah, otuz üç defa elhamdülillâh, otuz üç defa Allâhü ekber der, yüze tamamlamak için de lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke leh, lehü’l–mülkü ve lehü’l–hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr: Allah’tan başka ilâh yoktur; yalnız Allah vardır. O tektir, ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd O’na mahsustur. O’nun gücü her şeye yeter” derse, günahları deniz köpüğü kadar çok olsa bile affedilir.”
(Müslim, Mesacid, 146)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Dua Ve Zikirler, Hadis No:1420
Rabbini zikredenle zikretmeyenin durumu
Ebu Musa el-Eş’ari (Allah Ondan razıolsun)’dan rivayet edildiğine göre Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Rabbini zikredenle zikretmeyenin durumu, diriyle ölünün farkıgibidir.” (Buhari, Deavat, 66)
Müslim’deki rivayet ise şöyledir: “İçerisinde Allah’ın anıldığıbir evle Allah’ın anılmadığıbir evin farkı diri ile ölünün farkıgibidir.” (Müslim, Müsafirin, 211)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Dua Ve Zikirler, Hadis No:1435
Allah yolunda öne geçenler
Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
“Müferridler öne geçti” buyurdu. Bunun üzerine sahâbîler:
Müferridler ne demektir, yâ Resûlallah? diye sordular. Resûl–i Ekrem de:
“Allah’ı çok anan erkeklerle kadınlardır” buyurdu.
(Müslim, Zikir, 4)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Dua Ve Zikirler, Hadis No:1437
Zikrin en faziletlisi
Câbir radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim dedi:
“Zikrin en faziletlisi lâ ilâhe illallah’tır.”
(Tirmizi, Deavat, 9)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Dua Ve Zikirler, Hadis No:1438
Zikrin amel olarak fazileti
Ebü’d–Derdâ radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ashâbına:
– “Size en hayırlı, Allah katında en değerli, derecenizi en fazla yükseltecek, sizin için sadaka olarak altın ve gümüş dağıtmaktan daha kazançlı, düşmanla karşılaşıp da sizin onların boynunu vurmanızdan, onların da sizi öldürmesinden daha çok sevap getirecek amelin ne olduğunu haber vereyim mi?” diye sordu. Onlar da:
– Evet, söyle dediler. Resûl–i Ekrem de:
– “Allah Teâlâ’yı zikretmektir” buyurdu.
(Tirmizi, Deavat, 6)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Dua Ve Zikirler, Hadis No:1442
Çocuğu vefat eden kimse
Ebû Mûsâ el–Eş‘arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bir kulun çocuğu vefat ettiği zaman Allah Teâlâ meleklerine:
– “Kulumun çocuğunu elinden aldınız öyle mi?” diye sorar. Onlar da:
– Evet, diye cevap verirler. Allah Teâlâ:
– “Kulumun gönül meyvesini mi kopardınız?” diye sorar. Melekler:
– Evet, diye cevap verirler. Allah Teâlâ tekrar:
– “O zaman kulum ne dedi?” diye sorar. Melekler:
– Sana hamdetti ve “innâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn: Biz Allah’tan geldik, Allah’a döneceğiz” dedi, diye cevap verirler.
O zaman Allah Teâlâ şöyle buyurur:
– “Kulum için cennette bir köşk yapın ve ona hamd köşkü adını verin.”
(Tirmizi, Cenaiz, 36)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Allah’a Hamd Ve Şükretmek, Hadis No:1396
Salâtü selâm getirme
Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinlediğini söylemiştir:
“Kim bana bir defa salâtü selâm getirirse, bu sebeple Allah Teâlâ da ona on misli merhamet eder.”
(Müslim, Salat, 70)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Peygamberimize Salat Ve Selam Getirmek, Hadis No:1398
Kıyâmet gününde Resûlullah sallallahu aleyhi ve selleme en yakın olanlar
İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kıyâmet gününde insanların bana en yakın olanları, bana en çok salât ü selâm getirenleridir.”
(Tirmizi, Vitir, 21)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Peygamberimize Salat Ve Selam Getirmek, Hadis No:1399
Peygamberlerin bedeni kabirde çürür mü?
Evs İbni Evs radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
“Günlerinizin en faziletlisi cuma günüdür. Bu sebeple o gün bana çokça salâtü selâm getiriniz; zira sizin salâtü selâmlarınız bana sunulur” buyurunca, ashâb–ı kirâm:
Yâ Resûlallah! Vefat ettiğin ve senden hiçbir eser kalmadığı zaman salâtü selâmlarımız sana nasıl sunulur? diye sordular.
Bunun üzerine Peygamber aleyhisselâm:
“Allah Teâlâ peygamberlerin bedenlerini çürütmeyi toprağa haram kıldı” buyurdu.
(Ebu Davud, Salat, 201)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Peygamberimize Salat Ve Selam Getirmek, Hadis No:1400
Cimri kimdir?
Ali radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Cimri, yanında adım anıldığı halde bana salâtü selâm getirmeyen kimsedir.”
(Tirmizi, Deavat, 101)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Peygamberimize Salat Ve Selam Getirmek, Hadis No:1404
Kimler şehit sayılıyor?
Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
“Siz kimleri şehit sayıyorsunuz?”  diye sordu. Sahâbîler:
Yâ Resûlallah! Kim Allah yolunda öldürülürse o şehittir, dediler. Peygamber Efendimiz:
“Öyleyse ümmetimin şehitleri oldukça azdır” buyurdu. Ashâb:
O halde kimler şehittir, yâ Resûlallah! dediler. Resûl–i Ekrem:
“Allah yolunda öldürülen şehittir; Allah yolunda ölen şehittir; bulaşıcı hastalıktan ölen şehittir; ishalden ölen şehittir; boğularak ölen şehittir” buyurdu. (Müslim, İmara, 165)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Şehitlerin Âhiretteki Sevabı , Hadis No:1355
Allah Rasûlüne sallallahu aleyhi ve sellem hicret etmek
Ma’kil İbni Yesâr radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Ortalık kargaşa içindeyken ibadet etmek, bana hicret etmek gibidir.” (Müslim, Fiten, 130)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Kargaşa Ve Fitne Zamanında İbadetin Fazileti, Hadis No:1369
İsrailoğulları(nın ibretli kıssaları)ndan da haber verme
Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Benim tarafımdan (tebliğ edilen Kur’an’dan) bir âyet bile olsa insanlara ulaştırınız. İsrailoğulları(nın ibretli kıssaları)ndan da haber verebilirsiniz. Bunda bir sakınca yoktur. Kim bile bile bana yalan isnad ederse, cehennemdeki yerine hazırlansın.” (Buhari, Enbiya, 50)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, İlmin Üstünlüğü, Hadis No:1381
İnsanlara hayrı öğretme
Ebû Ümâme radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Âlimin âbide üstünlüğü, benim sizin en aşağı derecede olanınıza üstünlüğüm gibidir.” Sonra Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Şüphesiz ki Allah, melekleri, gök ve yer ehli, hatta yuvasındaki karınca ve balıklar bile insanlara hayrı öğretenlere dua ederler.” (Tirmizi, İlim, 19)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, İlmin Üstünlüğü, Hadis No:1388
Sorulan soruya cevap vermeme
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bir kimseye bildiği bir konu sorulduğunda cevap vermezse, kıyamet gününde ağzına ateşten bir gem vurulur.” (Tirmizi, İlim, 3)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, İlmin Üstünlüğü, Hadis No:1391
Kendisinde Allah’ın rızası aranan bir ilmi sadece dünyalığa sahip olmak için öğrenme
Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kim kendisinde Allah’ın rızası aranan bir ilmi sadece dünyalığa sahip olmak için öğrenirse, o kimse kıyamet gününde cennetin kokusunu bile duyamaz.” (Ebu Davud, İlim, 12)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, İlmin Üstünlüğü, Hadis No:1392
İlim ortadan nasıl kalkar?
Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Allah Teâlâ ilmi insanların hafızalarından silip unutturmak suretiyle değil, fakat âlimleri öldürüp ortadan kaldırmak suretiyle alır. Neticede ortada hiçbir âlim bırakmaz. İnsanlar bir kısım cahilleri kendilerine lider edinirler. Onlara birtakım meseleler sorulur; onlar da bilmedikleri halde fetva verirler. Neticede hem kendileri sapıklığa düşer, hem de insanları saptırırlar.” (Buhari, İlim, 34; Müslim, İlim, 13)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, İlmin Üstünlüğü, Hadis No:1393
Gece namazının telafisi
Aişe (Allah Ondan razı olsun) şöyle demiştir: Rasulullah (sallallahu aleyhi
vesellem), ağrı sancı veya başka bir sebepten dolayı gece namazını terkederse
gündüzleyin onun yerine on iki rekat namaz kılardı. (Müslim Müsafirin 140)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, İbadet Ve Hayırlı İşleri Devamlı Yapmak, Hadis No:156
Bir gece hudut nöbeti tutmak
Selman (Allah Ondan razıolsun) Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)’ışöyle buyururken işittim demiştir: “Bir gün bir gece sınır boyunda nöbet tutmak; gündüzü oruçla gecesi ibadetle geçirilen bir aydan daha hayırlıdır. Şayet bu kişi nöbet esnasında vefat ederse, yapmakta olduğu amelin sevabıkıyamete kadar devam eder. Şehidler gibi cennette rızıklandırılmasıda devam eder. Her türlü fitneden bilhassa kabirdeki sorgu meleklerinden de güven içinde olur.” (Müslim, İmara, 163)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Cihadın Fazileti, Hadis No:1292
Cihada denk olan iş
Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûl–i Ekrem Efendimiz’e:
–Yâ Resûlallah! Allah yolunda cihada denk hangi iş vardır? denildi.
–”Ona denk bir iş bulamazsınız” buyurdu. İki veya üç defa aynı soruyu tekrarladılar; Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de her defasında “Ona denk bir iş bulamazsınız” cevabını tekrarladı. Daha sonra şöyle buyurdu:
“Allah yolunda cihad eden kimsenin benzeri, gündüzleri oruç tutan, geceleri namaz kılan, Allah’ın âyetlerine hakkıyla itâat eden ve Allah yolunda cihad eden kimse, cepheden dönünceye kadar, namaza ve oruca hiç bir şekilde ara vermeyen kimsenin benzeridir.” (Müslim, İmara, 118)

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Cihadın Fazileti, Hadis No:1301
Allah korkusundan ağlayan kimse
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah korkusundan ağlayan bir kimse, sağılan süt tekrar memeye girmedikçe cehenneme girmez. Allah yolundaki cihadın tozu ile cehennem dumanı bir kulun üzerinde birleşmez.” (Tirmizi, Fedailu’l-cihad, 8)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Cihadın Fazileti, Hadis No:1307
Cihada giden gazinin arkada bıraktığı ailesine bakma
Zeyd İbni Hâlid radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kim Allah yolunda cihada gidecek bir gaziyi donatır, cihad için gerekli olan ihtiyaçlarını karşılarsa, bizzat cihada gitmiş gibi sevap kazanır. Cihada giden gazinin arkada bıraktığı ailesine güzelce bakıp onların ihtiyaçlarını karşılayan da bizzat cihad yapmış gibi sevap kazanır.” (Buhari, Cihad, 38; Müslim, İmara, 135)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Cihadın Fazileti, Hadis No:1309
Şehitliği İstemek
Sehl İbni Huneyf radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah Taâlâ’dan bütün kalbiyle şehitlik dileyen bir kimse, yatağında ölse bile, Allah ona şehitlik mertebesine ulaştırır.” (Müslim, İmara, 157)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Cihadın Fazileti, Hadis No:1324
Şehidin ölüm acısı
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sizden biriniz karıncanın ısırmasından ne kadar acı duyarsa, şehit olan kimse de ölümden ancak o kadar acı duyar.” (Tirmizi, Fezailu’l-Cihad, 26)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Cihadın Fazileti, Hadis No:1326
Düşman için hazırlanacak kuvvet
Kendisine Ebû Suâd, Ebû Esed, Ebû Âmir, Ebû Amr, Ebü’l–Esved veya Ebû Abs de denilen, Ebû Hammâd Ukbe İbni Âmir el–Cühenî radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’ i minberde:
“Düşmanlarınız için elinizden geldiği, gücünüzün yettiği kadar kuvvet hazırlayınız. Dikkat ediniz! Kuvvet atmaktır; kuvvet atmaktır; kuvvet atmaktır” buyururken işittim. (Müslim, İmara, 167)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Cihadın Fazileti, Hadis No:1335
Allah yolunda cihad yapmak istememe
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’ den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kim gazâ etmeden ve gönlünde gazâ etme arzusu taşımadan vefat ederse, bir tür nifak üzere ölür.” (Müslim, İmara, 158)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Cihadın Fazileti, Hadis No:1344
Allah yolunda cihadla ilgiyi kesme
Ebû Ümâme radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kim gazâya çıkmaz veya gazâya çıkan bir mücâhidi techiz etmez ya da cihada çıkan gazinin aile fertlerine hayırla muamele etmezse, Allah Teâlâ o kimseyi kıyamet gününden önce büyük bir belâya uğratır.” (Ebu Davud, Cihad, 17)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Cihadın Fazileti, Hadis No:1351
Eyyâm–ı bîz orucu

Abdullah İbni Amr İbni’l–Âs radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Her ay üç gün oruç tutmak, bütün seneyi oruçla geçirmek demektir.”

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Her Ay Üç Gün Oruç Tutmak, Hadis No:1263

 

Katâde İbni Milhân radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize eyyâm–ı bîz’da, ayın on üç, on dört ve on beşinde oruç tutmayı emretti

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Her Ay Üç Gün Oruç Tutmak, Hadis No:1266

 

İbni Abbâs radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hazarda ve seferde eyyâm–ı bizı oruçsuz geçirmedi.

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Her Ay Üç Gün Oruç Tutmak, Hadis No:1267

 

Yanında yemek yenilen oruçlunun durumu

Ümmü Umâre el–Ensâriyye radıyallahu anhâ’dan nakledildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bir gün Ümmü Umâre’nin evini teşrif etti. O da hemen Resûl–i Ekrem’e yemek ikram etti. Hz. Peygamber:
– “Buyur, sen de ye!” teklifinde bulundu. Ümmü Umâre:
– Ben oruçluyum, dedi. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Oruçlu bir kimsenin yanında yemek yiyenler yemeği bitirinceye kadar melekler o oruçluya dua ederler.”

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Oruçluyu İftar Ettirmek, Hadis No:1269

 

Kuşluk Namazı
Ebu Hüreyre (Allah Ondan razı olsun)’den rivayet edilmiştir. Dostum
Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) bana her ayda üç gün oruç tutmayı kuşluk vakti iki rekat namaz kılmayı ve uyumadan önce de vitir kılmayı tavsiye ettiler.
(Buhari, Tehecüd 33, Müslim, Müsafirin 85)
İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Kuşluk Namazının Fazileti, Hadis No:1140

 

Ebu Zer (Allah Ondan razı olsun)’den rivayet edildiğine göre Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: “Sizden her birinizin tüm eklemleri için her sabah sadaka vermesi gerekir. Dolayısıyla her tesbih bir sadakadır, her hamd bir sadakadır, her tekbir bir sadakadır. İyilik tavsiye etmek sadaka, kötülükleri sakındırmak sadakadır. Kuşluk vaktinde kılınacak iki rekat namaz bunların yerini tutar.” (Müslim, Müsafirin 84)

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Kuşluk Namazının Fazileti, Hadis No:1141

 

Hz. Aişe (Allah Ondan razı olsun)’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) kuşluk namazını dört rekat kılar bu rekatın namazını Allah’ın dilediği kadar da arttırırdı. (Müslim, Müsafirin 78)

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Kuşluk Namazının Fazileti, Hadis No:1142

 

Ümmü Hani Fâhite binti Ebu Talib (Allah Ondan razı olsun)’dan şöyle rivayet edilmiştir. Mekke fethi yılı Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)in yanına gittim o sırada yıkanıyordu. Yıkandıktan sonra sekiz rekat namaz kıldı. Bu kuşluk namazı idi. (Buhari, Teheccüd 31, Müslim, Hayz 71)

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Kuşluk Namazının Fazileti, Hadis No:1143

 

Kuşluk namazını kılmanın vakti

Zeyd ibni Erkam (Allah Ondan razı olsun) kuşluk namazını ilk vaktinde
kılan bazı kimseleri gördü ve şöyle dedi. Şüphesiz bu ilk vaktinde kılan kimselerde
bilirler ki bu namazı daha sonraki bir vakitte kılmak daha faziletlidir. Çünkü
Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuşlardı. “Tevbe edip Allah’a
yönelenlerin kılacakları kuşluk namazının vakti sıcaktan deve yavrularının
ayaklarının yandığı zamandır.” (Müslim, Müsafirin 143)

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Kuşluk Namazının Vakti, Hadis No:1144

 

Bütün geceyi namaz kılarak geçirme

Osman ibni Affan (Allah Ondan razı olsun)’den rivayet edildiğine göre şöyle buyurmuşlardır. Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)i şöyle derken işittim: “Yatsı namazını cemaatle kılan kimse gece yarısına kadar namaz kılmış gibidir. Kim sabah namazını cemaatle kılarsa bütün geceyi namaz kılmış gibidir. (Müslim, Mesacid 260)

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Sabah Ve Yatsı Namazlarında Cemaatte Bulunmayı Teşvik Eden Hadisler, Hadis No:1071

 

İkindi namazının sünneti

İbni Ömer (Allah Onlardan razı olsun) rivayetine göre Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “İkindinin farzından önce dört rekat sünnet kılan kimseye Allah rahmet etsin.” (Ebu Davut, Tatavvu 8)

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, İkindi Namazının Sünneti, Hadis No:1020

 

Gücü yettiği halde mütevazî davranarak lüks elbise giymeyi terketme

Muâz İbni Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bir kimse, gücü yettiği halde mütevazî davranarak lüks elbise giymeyi terkederse, Allah kıyamet gününde o insanı yaratıklarının en başında huzuruna çağırır ve onu îman ehlinin giyeceği elbiselerden dilediğini giymede serbest bırakır.”

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Tevazu Sebebiyle Lüks Elbise Giymemek, Hadis No:803

 

Allah’ın kızgınlığına sebep olan yatış tarzı

Yaîş İbni Tıhfe el–Gıfârî radıyallahu anhümâ, babam bana şöyle dedi, diyerek nakletmiştir:
Bir ara ben mescitte yüzükoyun yatmıştım. Baktım ki bir adam beni ayağıyla kımıldatıyor ve:
“Bu, Allah’ın kızgınlığına sebep olan bir yatış tarzıdır” diyor. Bir de ne göreyim, o Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem değil mi!

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Uyumanın, Yaslanıp Yatmanın, Oturmanın, Bir Toplulukta Bulunmanın Ve Rüyânın Âdâbı, Hadis No:819
İnfak eden cimri ile cömerdin misali

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre o, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işitmiştir:

“Cimri ile cömerdin durumu, göğüsleri ile köprücük kemikleri arasına zırh giyinmiş iki kişinin durumuna benzer. Cömert, sadaka verdikce, üzerindeki zırh genişler, uzar, ayak parmaklarını örter ve ayak izlerini siler. Cimri ise, bir şey vermek istediğinde zırhın halkaları birbirine iyice geçer, onu sıkıştırır; genişletmek için ne kadar çalışsa da başaramaz.”

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Cömertlik Ve Hayır Yollarına Harcamak, Hadis No:561
Peygamber nazarında dünyalık bereket

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Bir gün Eyyûb peygamber çıplak yıkanırken, üzerine altın çekirgeler düşmeye başladı. Eyyûb da onları toplayıp elbisesine doldurdu.
Bunun üzerine Cenâb–ı Mevlâ:
– Eyyûb! Ben seni bu gördüklerine dönüp bakmayacak kadar zengin kılmadım mı? diye seslendi.
Eyyûb da:Evet, izzetine yemin ederim ki, beni çok zengin kıldın. Fakat ben senin lutfettiğin berekete doyamam, dedi.”

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin,  Ahirete Yarışırcasına  Hazırlanmak, Hadis No:571
Gelmesi beklenen şeylerin en fenası

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Yedi şey gelip çatmadan iyi işler yapmaya bakın. Yoksa siz insana görevlerini unutturan fakirlikten, azdıran zenginlikten, halsiz bırakan hastalıktan, bunaklaştıran ihtiyarlıktan, ansızın yakalayan ölümden, gelmesi beklenen şeylerin en fenası deccâlden, belâsı daha büyük ve daha acı olan kıyametten başka bir şey mi gözlüyorsunuz?”

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin,  Ölümü Devamlı Hatırlamak Ve Nefsin Arzularını Dizginlemek, Hadis No:579
Duaya ayrılan zamanın tamamında salavât–ı şerîfe getirme

Übey İbni Kâ’b radıyallahu şöyle dedi:
Gecenin üçte biri geçince, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem uyanıp kalktı ve şöyle buyurdu:
“İnsanlar! Allah’ı zikredin! Yeri yerinden oynatan birinci sûr üflenecek. Arkasından ikincisi gelecek. Ölüm bütün şiddetiyle gelip çatacak. Ölüm bütün şiddetiyle gelip çatacak.”
Übey diyor ki, Hz. Peygamber’e:
– Yâ Resûlallah! Ben sana çok salavât–i şerîfe getiriyorum. Acaba bunu ne kadar yapmam gerekir? diye sordum.
– “Dilediğin kadar”, buyurdu.
– Dualarımın dörtte birini salavât–i şerîfeye ayırsam uygun olur mu? diye sordum.
– “Dilediğin kadarını ayır. Ama daha fazla zaman ayırırsan senin için iyi olur”, buyurdu.
– Öyleyse duamın yarısını salavât–i şerîfeye ayırayım, dedim.
– “Dilediğin kadar yap. Ama daha fazla zaman ayırırsan senin için hayırlı olur”, buyurdu.
Ben yine:
– Şu halde üçte ikisi yeter mi? diye sordum.
– “İstediğin kadar. Ama artırırsan senin için hayırlı olur”, buyurdu.
– Öyleyse duaya ayırdığım zamanın hepsinde sana salavât–ı şerîfe getirsem nasıl olur? deyince:
– “O takdirde Allah bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını bağışlar” buyurdu.

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin,  Ölümü Devamlı Hatırlamak Ve Nefsin Arzularını Dizginlemek, Hadis No:581
Cennetine Peygamberin (S.A.V) kefil olduğu kimseler

Ebû Ümâme el–Bâhilî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Haklı bile olsa çekişip didişmeyen kimseye cennetin kenarında bir köşk verileceğine ben kefilim.
Şakadan bile olsa yalan söylemeyen kimseye cennetin ortasında bir köşk verileceğine kefilim.
İyi huylu kimseye de cennetin en yüksek yerinde bir köşk verileceğine kefilim.”

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin,  Güzel Ahlak, Hadis No:631
Devlet başkanlarının en hayırlısı

Avf İbni Mâlik radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi:
“Devlet başkanlarınızın en hayırlısı, sizi seven ve sizin tarafınızdan sevilen, size dua eden ve sizin duanızı alan kimselerdir. Devlet başkanlarınızın en kötüsü de, size buğzeden ve sizin buğzunuza hedef olan, size lânet eden ve lânetinizi alan kimselerdir.”
Bunun üzerine:
– Yâ Resûlallah! Onlara karşı tavır takınalım mı? diye sorduk. Bize şu cevabı verdi:
– “Aranızda namaz kıldıkları sürece, hayır. Aranızda namaz kıldıkları sürece, hayır.”

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin,  Adaletli Devlet İdarecisi, Hadis No:662
Güzel sohbet ediyor desinler diye uzun uzun konuşma

Câbir ibni Abdullah radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İyi huylu olanlarınız, içinizde en çok sevdiğim ve kıyamet günü bana en yakın mesafede bulunacak kimselerdir. Güzel sohbet ediyor dedirmek için uzun uzun konuşanlar, sözünü beğendirmek için avurdunu şişire şişire laf edenler ve bilgiçlik etmek için lugat paralayanlar ise en sevmediğim ve kıyamet günü bana en uzak mesafede bulunacak kimselerdir.”
Ashâb–ı kirâm:
– Yâ Resûlallah! Güzel sohbet ediyor dedirmek için uzun uzun konuşanları, sözünü beğendirmek için avurdunu şişire şişire laf edenleri biliyoruz. Fakat bilgiçlik taslamak için lugat paralayanlar (mütefeyhik) dediğiniz kimlerdir? diye sorduklarında:
– “Kibirlenen kimselerdir” cevabını verdi.

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin,  Adaletli Devlet İdarecisi, Hadis No:632
Cennet garantili amel

Sevbân radıyallahu anh şöyle dedi:
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Kim bana, halktan hiçbir şey dilenmeyeceğine dair söz verirse, ben de ona cenneti garanti ederim” buyurdu. Bunun üzerine
– Ben söz veriyorum, dedim.
Râvi diyor ki, Sevbân hiç kimseden hiçbir şey istemiyordu.

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Kanaat Tok Gözlülük Ve Orta Yolu Seçmek, Hadis No:536
Allah(c.c)’ın rahmeti
Enes radıyallahu anh, ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi:
“Allah Teâlâ:
Ey âdemoğlu! Sen bana dua ettiğin ve benden affını umduğun sürece, işlediğin günahlar ne kadar çok olursa olsun onların büyüklüğüne bakmadan seni bağışlarım.
Ey âdemoğlu! Günahların gökleri dolduracak kadar olsa, sen benden bağışlanmanı dilersen, günahlarını affederim.
Ey âdemoğlu! Sen yeryüzünü dolduracak kadar günahla huzuruma gelsen, fakat bana hiçbir şeyi ortak tutmamış, şirke bulaşmamış olsan, ben de seni yeryüzü dolusu mağfiretle karşılarım” buyurmuştur.

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Allah’tan Rahmetini Ümid Etmek, Hadis No:443
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Eğer mü’min, Allah’ın azabının nitelik ve niceliğini bilseydi, cennet ümidine kapılmazdı. Kâfir de Allah’ın rahmetinin nitelik ve niceliğini tam olarak kavrayabilseydi, O’nun cennetinden asla ümidini kesmezdi.”

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Korku İle Ümit Arasında Yaşamak, Hadis No:444

 

Dünya ile ahiretin misali
Müstevrid İbni Şeddâd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Âhirete göre dünya, sizden birinizin parmağını denize daldırmasına benzer. O kişi parmağının ne kadarcık bir su ile döndüğüne baksın.”

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Zühdün Üstünlüğü, Hadis No:464
Cennetliklerden olup, dünyada insanların en yoksulu olan kişinin çektiği sıkıntının önemsizliği

Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Cehennemliklerden olup, dünyada pek müreffeh hayat yaşayan bir kişi kıyamet gününde getirilip cehenneme bir kere daldırılır. Sonra:
– Ey âdemoğlu! Sen hayırlı bir gün gördün mü? Herhangi bir nimete nâil oldun mu? denilir. O kişi:
– Hayır, vallahi Rabbim! Öyle bir şey görmedim, der. Cennetliklerden olup, dünyada insanların en yoksul olanı getirilir cennete bir kere daldırılır. Ona da:
– Ey âdemoğlu! Sen herhangi bir yoksulluk ve sıkıntı gördün mü? Hiç zorluk ve darlık çektin mi? denilir. O kişi de:
– Hayır, vallahi Rabbim! Hiçbir yoksulluk ve sıkıntı görmedim, zorluk ve darlık çekmedim, der.”

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Zühdün Üstünlüğü, Hadis No:463

Dünya dolusu adama bedel olan tek bir adam
Ebü’l–Abbas Sehl İbni Sa`d es–Sâidî radıyallahu anh şöyle dedi:
Bir gün Hz. Peygamber’in yanından bir adam geçti. Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem yanında oturan kimseye:
– “Şu adam hakkında ne dersin?” diye sordu. O da:
– Bu zât ileri gelen hatırlı kişilerden biridir. Vallahi böyle bir adam bir kıza tâlip olsa evlendirilmeye, birine aracılık yapsa sözü dinlenmeye lâyıktır, diye cevap verdi.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir şey söylemedi.
Sonra oradan biri daha geçti. Peygamber aleyhisselâm yine yanında oturana:
– “Ya bu adam hakkında ne dersin?” diye sordu. Bu defa o zât:
– Yâ Resûlallah! Bu adam fakir müslümanlardan biridir. Bir kıza tâlip olsa, istediği kız verilmez. Birine aracılık etse, ricası kabul edilmez. Konuşmaya kalksa, sözü dinlenmez, dedi.
Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
– “Bu sonuncu adam, öteki gibi dünya dolusu adamdan daha hayırlıdır.”

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Güçsüz Müslümanlar İle Fakirlerin Ve Adı Sanı Anılmayanların Değeri, Hadis No:255

 

Ailenin geçiminin sağlanması gerekliliği
Ebû Mes`ûd el–Bedrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu:

“Bir adam Allah’ın rızasını umarak ailesinin geçimini sağlarsa, harcadıkları onun için birer sadaka olur.”

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Ailenin Geçimi,Hadis No:295

Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Geçimini sağlaması gerekenleri ihmâl etmek, insana günah olarak yeter.”

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Ailenin Geçimi,Hadis No:296
Yapılan günahın başkasına söylenmesi
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İşlediği günahları açığa vuranlar dışında, ümmetimin tamamı affedilmiştir. Bir adamın, gece kötü bir iş yapıp, Allah onu örttüğü halde, sabahleyin kalkıp:
“Ey falan! Ben dün gece şöyle şöyle yaptım”, demesi, açık günahlardandır. Oysa o kişi, Rabbi kendisinin kötülüğünü örttüğü halde geceyi geçirmişti. Fakat o, Allah’ın örttüğünü açarak sabahlıyor.”

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Müslümanların Ayıplarını Örtmek,Hadis No:243

Müslüman kardeşinin ihtiyacını giderme
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bir kimse, bir mü’minden dünya sıkıntılarından birini giderirse, Allah da kıyamet gününde o mü’minin sıkıntılarından birini giderir. Bir kimse darda kalana kolaylık gösterirse, Allah da ona dünya ve âhirette kolaylık gösterir. Bir kimse, bir müslümanın ayıbını örterse, Allah da onun dünya ve âhiretteki ayıplarını örter. Mü’min kul, din kardeşinin yardımında olduğu sürece, Allah da o kulun yardımındadır. Bir kimse ilim elde etmek için bir yola girerse, Allah da ona cennetin yolunu kolaylaştırır. Bir cemaat, Allah Teâlâ’nın evlerinden bir evde toplanıp Allah’ın kitabını okur ve onu aralarında müzakere eder, anlayıp kavramaya çalışırlarsa, üzerlerine sekinet iner ve kendilerini rahmet kaplar. Melekler onları kuşatırlar, Allah Teâlâ da onları kendi nezdinde bulunanların arasında anar. Amelinin kendisini geride bıraktığı kişiyi, nesebi öne geçirmez.”

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Müslümanların İhtiyaçlarını Karşılamak,Hadis No:247

Hardal tanesi ağırlığında olan imanın ölçüsü
İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah Teâlâ’nın benden önceki her bir ümmete gönderdiği peygamberin, kendi ümmeti içinde sünnetine sarılan ve emrine uyan ihlâslı ve seçkin yakın çevresi ve ashâbı vardı. Bu samimi çevre ve ashâbından sonra, yapmadıklarını söyleyen ve emrolunmadıklarını yapan kimseler onların yerini aldı. Böyle kimselerle eliyle cihad eden mü’mindir, diliyle cihad eden mü’mindir; kalbiyle cihad eden de mü’mindir. Bu kadarcığı da bulunmayanda hardal tanesi ağırlığında bile iman yoktur.”

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, İslamın İyi Dediklerini Emretmek, Kötü Dediklerinden Sakındırmak,Hadis No:187

Salat-ı Hafife Namazı (Oturarak kılınan iki rekat namaz)

Âişe (r.anha)’dan rivayet edildiğine göre; Resûlullah (s.a.) geceleyin onüç rekat (namaz) kılardı. Dokuz rekatte de vitr yapardı. -Veya (Hz. Âişe) buna benzer bir şey söyledi – ve oturarak iki rekat daha kılardı. Sonra da ezanla ikâmet arasında sabah namazının iki rekat (sünnet)ini kılardı.

Sünen-i Ebu Davud, Hadis No:1350

Allah dostlarının dostluğu
Peygamber(s.A.V.) buyuru ki: Allah Teâlâ bir kimseye hayır irade buyurursa, din yolunda ona hayırlı bir dost ihsan eder.

İmam Gazali, Kimya-yı Saadet,Allah için olan dostluk ve kardeşlik
Arkadaşlık hakkı

Peygamberimiz bir bağa gitti ve iki misvak kesti. O misvakların biri eğri, diğeri doğru idi. Yanında sahabeden biri vardı. O doğru misvağı ona verdi, eğrisine kandisine bıraktı. O sahabe: “Ya Resûlüllah! Bu misvak güzeldir, size layıktır” dedi. Peygamber: “Bir kimse bir kimse ile arkadaşlık yaparsa, mutlaka ona arkadaşlık hakkını gözetip gözetmediği sorulur.” Bu mübarek sözleriyle arkadaşlık hakkına öncelik vermeğe işaret buyurdu ve buyurdu ki: “Birbiriyle arkadaşlık eden iki kimseden, Allah’a en yakını, arkadaşına daha çok şefkat ve merhamet edenlerdir.”

İmam Gazali, Kimya-yı Saadet, Ahiret Dostlarının Arkadaşlık Hakları

 

Birilerini seven, ama onlarla beraber olacak kadar iyiliği bulunmayan kimsenin kıyamet günü durumu

Bir bedevî Resûl–i Ekrem’e (S.A.V.):

Birilerini seven, ama onlarla beraber olacak kadar iyiliği bulunmayan kimse hakkında ne dersin? diye sordu.

Hz. Peygamber (S.A.V.) şöyle buyurdu:

“Bir kimse, kıyamet gününde, sevdikleriyle beraberdir.”

İmam Nevevî, Rizyazüs’salihin, Tövbe (Allah’tan Af Dilemek), Hadis No:20